31 Ocak 2008

Şiâr -III-

anladığımıza göre: deve kervanının başındaki akıllı.

yeni şiâr'ı: "it ürür kervan yürür".

versiyonunu yapalım hemen:

"eşek anırır, kervan salınır".

hakkaten...

sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=kediye%20kafa%20atan%20mucahit%20fare/%2312398236


hakkaten ha.

farklı bir havası, farklı bir civası var.

bkz. hava civa
bkz. civata civan karavan şiyir yazarı
bkz. ş görselcisi

muhabirimiz puşt ahali'den bildiriyor... -VIII-

nurullah ataç'tan ders almasını beklediğimiz umutsuz lüzûmsuzluk.

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/4a24a278266ded9e/4b2025816749adfa#4b2025816749adfa

muhabirimiz puşt ahali'den bildiriyor... -VII-

kendini çaktırmadan nurullah ataç'a ataçlayan şaşkın elmaşekeri.

bkz. oha ki oha
bkz. okurken yazarda kendini bulmak

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/803b6054814db078/05d731530900f23b#05d731530900f23b
www.mevsimsiz.com/yazi.asp?id=7023

bkz. şâir olamadım bari şiâr olayım

muhabirimiz puşt ahali'den bildiriyor... -VI-

kaymayı kaydırmayı çok seven birisi anlaşılan:

//(...) bu işler böyledir, -teller kesilirse, telefonlar çalışmazsa ve itfaiyeciler de tatile çıkmışsa- yani zemin kaygansa, böyle bir durumda golleri havadan atmak gerekir. tıpkı "şiir" gibi... eğer kayacaksak, yerden/yerde değil, havadan/havada kaymak gerekir. bu işler böyledir. bunu öğrenecekler. öğrenemiyorlarsa, ezberleyecekler. //

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/9e1f6eb4948ea5a2/64f2607abd2f891c#64f2607abd2f891c

hami(ş):

bkz. uçan kayan bir nesne olaraktan jet ski
bkz. jet skim var diyene tuzlukla koşmak

Şiâr -II-

"ben şiyir yazarının yaratıcı, yakışıklı, zeki ve çılgınını severim."

viktor ayn-şşşşş-tayn

ş -III-

olur da bir tanım gerekirse:

tanımlanamayan saçan (sıçan değilll) cisim. ışık saçan, ıık saçan, ş saçan...
bkz. tsc

---

tüm şiirlerini hagittihagidecek'de beklediğimiz...

pazara kadar değil mezara kadar...

bkz. e be oğlum, seni gömdük sen hâlâ konuşuyon

bir zafer yalcınpınar şarkısı olarak:

bkz. pazara kadar değil, mezara kadar

bkz. seviyoz yani işte ele

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/ccb2062c1162ecd8/0511a9703a1659d4#0511a9703a1659d4

knock-out

abinin tokat atmaya çalışırken şiiri unuttuğu çalışması için:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/a37b6a375d1276b7/871f5f2b196dc617#871f5f2b196dc617

zaferyal.kuzeyyildizi.com/s55.html

bkz. zafer bey çok zeki, yaratıcı, çılgın ve yakışıklısınız
bkz. türkçede livar livar bakmak

elbette versiyonunu yapalım bu yaratıcı, yakışıklı, zeki ve çılgın şiirin* hemen:


-knock-out 1-

zafer-im
zafer-sin
zafer
zafer-iz
zafer-sin-iz
zafer-ler

dişe göz
göze diş

-im
-in
-dış
-iç
-out



-knock-out 2-

iki ters bir düz.
mehter marşı izmir marşı.
evet hayır belki.
bom.
bombilibilibilibom.
bik.
bikbikbik.
adı bende sakli ibibik.

bkz. yanaktan makas almak

---

bkz. zafer yalçınpınar gibi şıftırttırma rehberi

* http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=kediye%20kafa%20atan%20mucahit%20fare/%2312398236

ben tübitak şâiri zafer yalçınpınar...

tübitak'ın, kurduğu "puşt ahali" forumunu sürdürebilmesi için işe aldığı...

bkz. ben tübitak şairi zafer yalçınpınar

tü-bi-tak
tak-tak-tü-bi
bik-tü-bik
bik-tak-tü
şşşşşş!

bkz. bir şaka versiyonu olarak zafer yalçınpınar

sıkı sıkıya -II-

yayınlandığı dergileri yayınladıkları denli ve ölçüde "sıkı"; editörlerini yayınladıkları denli ve ölçüde "üstâdım" kabul eden sallama çay.

bkz. erkeklerin kahvesindeki puşturttuğumun kibariye'si

---

bir mini mal olarak bkz. nalıncı keseri

muhabirimiz puşt ahali'den bildiriyor... -V-

şâir seyhan erözçelik'ten de notasını almış kukumav kuşu.

bkz. kukumav kuşu gibi düşünmek
bkz. deşifre ola ola harap oldum abey

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/8f2fe072cea3e7bc/3f66713cbe6ebf50#3f66713cbe6ebf50

muhabirimiz puşt ahali'den bildiriyor... -IV-

bozuntuya vermiyor ama, türkiye yazarlar sendikasından iyi bir dayak yiyeceğe benzeyen şovmen bozuntusu.

//(...) beni "disiplin kurulu"na vereceklermiş ki en çok buna güldüm. "beni sendikadan ihraç etseler de rahatlasam" diye düşünüyordum zaten. bu salih bolat'ın dilekçesi bir vesile olmuş olur. iyi de olur, çünkü tys ile ilgili söyleyeceklerimi, orada yaşadığım gerçekleri daha rahat anlatırım böylece... (...)//

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/11767fd660d78448/47dcc1436febe628#47dcc1436febe628

abi'de samsun'a çıkmak üzere olan mustafa kemal edâsı var ya ona yanıyorum.

bkz. toplanın anlatacaklarım var
bkz. puşt ahali yazarlar sendikası girişimi

muhabirimiz puşt ahali'den bildiriyor... -III-

bkz. monokl kulübünün iyilik dayanışması

//zafer'in bazen -biçimsel- heyecanlarına yenilen bir yapısı olduğunu biz dostları biliyoruz ama ortadaki pisliğin ve "kötülük dayanışması"nın boyutları bu öznel yapının (belki de kusurun) ve bu yüzden her zaman affedilebilir olanın çok çok ötesinde nesnel bir gerçeklik olarak karşımızdadır. bu dayanışma nesnel olduğu oranda affedilemezdir de ve bireylerüstü bir olgunun acımasız şiddetine bürünmüştür.

biz monokl olarak elbette ki bu şiddetin karşısında zafer'in yanında olacağız,,, şiddeti sihirli yazılarla uysallaştırmakta ustalaşmış yazı ustaları olarak!

volkan çelebi
monokl dergisi editörü //

bkz. 2008 monokl kulübü iyilik dayanışması oto-almanağı

ayrıca bkz. ben iyilik dayanışmasından m. davut yücel

bkz. davut üstâdım hazırlan, söyleçişim geldi

muhabirimiz puşt ahali'den bildiriyor... -II-

// tübitak'ın medar-ı iftiharı zafer yalçınpınar ile ilgili haberimizden dolayi özür dileriz...

iki gün önce gönderdiğimiz "derin puşt" ödülüne psiko zaferin değer bulunmasıyla ilgili haberimiz eksik çıkmıştır, özür dileriz.

haberde ödülün ne olduğu, nerede verileceği belirtilmemiştir. ödül 11 kişilik konsey tarafından, psiko zafer'in, ne kadar akıllı, değerli, önemli olduğunu belirtmek ve kendisine dahi süsü vermek için sık sık, çalıştığı tübitak'ın adını zikrettiği için, adı geçen kurumun gebze yerleşkesinde, kendisine takdim edilecektir.

ödül, sürprizdir. özel bir tasarımcı tarafından hazırlanmıştır. ece ayhan ve enver ercan takıntısından ötürü ödül, ece ayhan fotoğraflarından oluşan payetlerle süslenmiştir. enver ercan'ın göğsünün kıllarından defalarca ihtirasla söz ettiği için, üzerine enver ercan'ın göğüs kıllarından bir tutam serpiştirilmiştir.

vatandaş soruyor!

yazılarında yalan ve hezeyanlar kusan, önüne gelene küfür eden, fonunda karısını da kullandığı bir yazısında utanmadan bir başka kadına, zarar vereceğini bile bile, çamur atan biri haysiyetten söz edebilir mi?

yilin gazetecilik olayi

"derin puşt" ödüllü psiko zafer'in oto-almanağının yayınlanmamış bölümlerini acar muhabirimiz "meçhul öğrenci" ele geçirdi.
y a r ı n ı b e k l e y i n...

filozofumuz diyor ki:

tartışma ve polemiğin bir düzeyi olmalıdır. eğer senin hiçbir ölçün yoksa, her şeyi herkesi işin içine katıyorsan, biri bir şey deyince ve yapınca ve dahi katınca itiraz etmeyeceksin. "zurnada peşrev olmaz" sözünü aklına getireceksin. ya da haddini bileceksin. //

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/ccb2062c1162ecd8/0511a9703a1659d4#0511a9703a1659d4

muhabirimiz puşt ahali'den bildiriyor... -I-

//"derin puşt" ödülü'ne psiko zafer değer bulundu."

kurduğu "puşt ahali" sitesinde yalan dolanlarla herkese iftira atıp saldıran ve kısa sürede gösterdiği üstün bilinçaltı performansıylala "sıfır numara ahali puştu" olduğunu kanıtlayan, sadece kuzey'in değil, bütün meyhane masası eğlencelerinin "parlak yıldızı" zafer yalçınpınar, çabalarının semeresini sonunda aldı.

birkaç sayfalık "kuzey yıldızı" dergisini çıkarıp, dergilere ben "kuzey yıldızı dergisinin genel yayım yönetmeni zafer yalçınpınar" diyerek telefon açan ve ece ayhan taklidi şiirlerini kakalamaya çalışan, yüz verilmeyince hırçınlaşıp dengesiz davranışlarda bulunan, bu yüzden de yakın çevresince psiko zafer diye anılan yalçınpınar, sonunda muradına erdi.

ödüllere habire dosya gönderip bir türlü ödül alamadığını, şiiretliğinin bir nedeninin de bu olduğu bilen konsey, bir kereliğe mahsus toplanıp, bir kereliğe mahsus verilecek "derin puşt" ödülü'ne psiko zafer'i değer buldu.

bilindiği gibi, "derin puşt" da bir ece ayhan sözü. " //

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/ccb2062c1162ecd8/0511a9703a1659d4#0511a9703a1659d4

kişi/tavır matriksi -I-

bu'nun bir de kişi/tavır matriksi var ki evlere şenlik :

hemen şuracıkta bir versiyonunu yapalım:

kişi: deve.
tavır: düz.

hadi bir tane daha verelim ağza*

kişi: hıyar.
tavır: turşu.

bkz. bizde notlama yok, takdir takdis tasdik var
bkz. takdirnâme mi tasdiknâme mi sorunsalı

bkz. gülmekten öldük ayol!

* tadımlık.

ş -II-

ş sıçsa bunu görsel şiir sanacak denli naif olmasa bile şapşal -bir ş bir ş'yi götürmüyor, şapşal oluyor işte- birisi.

kötülük dayanışması mâhreçli elmeklerin dayadığına göre...

kötülük dayanışması mâhreçli elmeklerin dayadığına göre:

bkz. artist ecegil
bkz. düş ece'nin yakasından kampanyası
bkz. bir capon otosu olarak dayamabana

bkz. zıtların birliği
bkz. zafer yalçınpınar yortsavul başımdan
bkz. şiirin can tanrıyar'ı

---

düş ece'nin yakasından kampanyasını rehayünlüel'in başlattığını sanan düdük. (cânım makarnam benim!)

kaynak:

groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/ccb2062c1162ecd8/0511a9703a1659d4#0511a9703a1659d4

bkz. deşifre ediyorum yalnızca seni olm rahat dur
bkz. elçiye zevâl olmaz
---
bkz. yemişim zaferini yemişim zafer
bkz. bir yemiş im olarak zafer
---
bkz. bekle görselini çıkartacağım senin
bkz. bir yalaka heves olarak puştin

arslanbenzer'in yanağından makas aldığı...

hakan arslanbenzer'in, yanağından makas aldığı:

//lale müldüre imzalı kitap filan derken zafer tepemi attırdı ama kitaplarımı 2 liraya alıp 1 liraya sattığını anlamamışım ben herifçioğlunun. eğlenceye bak yani. bir de onun karşısına çıktım, bununla yolda karşılaştım hesabını kestim filan diye şişine şişine anlatıyor bir şeyler. bi de benim karşıma niye çıkmıyor ki arkadaş. aslında karşılaştık da ben ama o zaman durumun bu kadar olduğunu bilmiyordum ve komikti sadece. genç mefistoda gördüm bunu. dışarı çıkıp bekledim, beni farkedince üst kata çıktı ve inmeyince de ben sıkıldım geniş yaylar çizerek dolaşmaya başladım. sonra birden küt diye çıkıp gitti dükkandan. o olduğundan bile emin olamadım önce. dövecek de değildim oysa, beni karşısında görmenin ondaki etkisini incelemek için sadece. zafer yalçınpınar ve hakan arslanbenzer sokakta ayak üstü birbirlerine bakıyorlar, aralarındaki mesafe 70 santim. bunu merak ettim ama kaçtı gitti adam resmen. ben de üstünde durmadım.

ama olaya bak yani. iki liraya al bir liraya sat. bir de bu aslan burcu. dayak yese de uslanmaz yani. zafer şakadan bir adam çünkü. (...)

zafercim şaka yani yannış anlama. seni seviyoruz hepimiz, enver ercana rica edicem artık o da sevicek tamam mı. enver için üzülüyorum çünkü yanlış anlamıyorsam adamcağız durumu ciddiye alıyor. halbuki zaferi sevmekle yola getirebileceğini bilse o da bu yola başvururdu. yanağından makas alırdı mesela starbucks çıkışı. ben de mefisto çıkışı alacaktım makası ama kaçmasa. zafer niye kaçtın olm, seni seviyoruz dedik. dövmeyeceğim valla dövmeyeceğim gel.

selamlar

ps. ya bir de lale ablaya ayıp olmasın diye söylemiyorum, ama şaka gibi, lale müldür'den bu kadar zafer yalçınpınar, imzalı kitap bilmemne hikayesinden sonra takdir içerikli kısa bir mesaj aldım. cevap da veremedim bu yüzden. çünkü ne diyeyim. zafer benle mi alay ediyor, yoksa biri lale müldür'e mi oyun oynuyor kavrayamadım. ikisi de birlikte gibi görünüyor. lale müldür benim tanıdığım kadarıyla saf bir insan üstelik. yani içine bir milyonluk saat koy, şıkşıklı bir kaplama geçir, üç yüz milyonluk saat diye sat. o kadar saf yani. örneği de şeyden veriyorum, bize bir saat gösterip kaç para eder sizce dedi. ben afedersiniz, beş kuruş etmez çünkü içinde saat yok bunların dedim. plastik böyle hoş bir şeydi ama içinde saat yok. bak dedi sen hemen anlıyorsun, ama ben saat durup da saatçiye götürene kadar hiçbir şey anlamadım. sonra da (ama aynı konuşma içinde oluyor) kazağın çok güzel yurtdışından mı getirttin dedi. eminönünden bir milyon liraya almıştım, şey gibi iki kere yıkanınca iptal olan cinsten bir kazak. ama lale müldür öyle deyince beş sene giydim o kazağı. çok hoş bir insan lale müldür. allah hep yanında olsun. da bu zafer yalçınpınar var ya...//

kaynak: fayrap/4824

oto-almanak...

oto-almanağını (ne demekse?!) yayınlamış karikatür. gitti-gidiyor'da imzalı ve altın varaklı ciltlenmiş hâlini bekliyoruz.

bkz. 2007 zafer yalçınpınar oto-almanağı

---

alâkasız bkz. ibiş

şişme...

kendini tanımlama çabasıyla:
bkz. şiir yazarı.

doğrusu için:
bkz. şişme şâir

şiir yazdığını farz edip var sayıyor ya düz turşucuk... (var saymak / farz etmek)

sıkı sıkıya -I-

bir takım ilişkileri kurmayı beceremediğinden olsa gerek, bir takım ilişkileri "sıkısıkıya" (?) "eleştirerek", bir takım "sıkı" ilişkiler edinmeye/kurmaya çalışan popülist yalaka * aziz nesin & kemal sunal karakteri.

bkz. zübük
bkz. üstâdım

*beni siz yarattınız puşt ahali!

---

bkz. önce şiir yazacaksın sonra şâir olacaksın
bkz. ece ayhan yaşasaydı seni değnekle kovalardı

---

bkz. ibrahim sadri olamamanın hüznü

---

alâkalı bakınızlar (reklamın iyisi kötüsü olmaz zafer, hadi yaşadın yine) :

bkz. düz adam
bkz.xanax bağımlılığı yüzünden dişleri dökülmüş 1 adam

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=xanax%20ba%F0%FDml%FDl%FD%F0%FD%20y%FCz%FCnden%20di%FEleri%20d%F6k%FClm%FC%FE%201%20adam/%2312048416

yok deve!

şöyle de bir tavrı olan güzellik:

adamın biri -ismi lâzım değil- bir grup kurar. bu gruba gâh üyesi bulunduğu derneğin veri tabanından gâh ordan burdan elmek adreslerini toplar. tüm bu adreslerini topladığı kişileri grubuna emrivaki üye eder. grubuna üye olanlar bu gruptan çıkmayı arzu ederler ama çıkmayı beceremezler. işte o ismi ve kendi lâzım değil ece ayhan'ı ağzına abdestsiz almayan bu kişi şaşkın şaşkın bu kişilerin beceriksizliklerinin altını çizip, onları şovmenlikle suçlar.

bkz. oha nası yâni?

bkz. deveye düzün nere ki diye sormuşlar (yok böyle değildi galiba!)

not: bu entrimizdeki tüm kişi ve olaylar birer hâyâl ürünüdür -yâni inşaallah öyledir-, gerçek kişi ya da olaylarla yakından uzaktan ilgisi yoktur.

rant

adına kitap imzalatıp bu imzanın rantını yemeye çalışan hayır müsveddesi.

bir bilmecem var size çocuklar
haydi sor sor sor
çayda kahvaltıda yenir
acaba nedir nedir?


bkz. anladın sen onu


---

düz edit:

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=%2311096686

---

hâzin edit:

rantını yediği "bir hazin öykü"nün üstüne üstlük bir de yazısını yazan aymaz! bre gâfil oğlum bağışlasana bulduğun o kitapları bir köy okuluna?!

bkz. nası yani

borgesdefteri.blogspot.com/2007_11_01_archive.html#3188201404203553573

"kabzımal"

hıyardan anladığımı iyi bilen birisi.

bkz. hıyarın iyisi kötüsü olur mu sorunsalı

ş -I-

görsel şiiri ş zanneden tasdiknâmeli biri.

bu

bir işaret zamiri olarak bu.

bunda bir sorun yok, peşine takılanlarda bir sorun var. tuhaf.

---

alâkasız bkz.

bkz. koyunum, koyunsun, koyun
bkz. koyunun akı karası olmaz, koyun koyundur
bkz. anne, bana koyun dedi

nâm-ı diğer...

nâm-ı diğer: "gitti gidiyor zafer". satışa sunduğu kendi kitaplarını imzalasa bir de, daha ilgi çekici olur.

"kendime, bizzât kendime.
şahsım benim şansım; şansım, şahsım
şahsen seni çok seviyorum...
zafer"

ya da ne bileyim takıntısı enver ercan'a sayılı (baskı sayısıyla sınırlı elbet) -ki enver ercan olmasaydı yaşayamazdı falan gibime geliyor, varlığını varlığına armağanedesice-

"enver ercan serisi. bu seri 1000 sınırlı nüshadan ibarettir, kolleksiyoncuların dikkatine..." notuyla...

şunu da yakında duyarız gibime geliyor:

"yeni çıkan kitabım marketlerden ve kitapçılardan önce gitti gidiyor'da..."

-----zorunlu edit-----

vallâhi şaka değil! buyrun burdan yakın:

www.gittigidiyor.com/main/urun.php?id=6902569

bkz. kendi şaka o ayrı

-----zorunlu edit-----

---

bkz. gitme kal ne olursun

ki ben, belki yalçınpınar!

ki ben, belki zafer yalçınpınar!

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=ben/%231004476

---

ayrıca:

http://picasaweb.google.com/rehayunluel

groups.yahoo.com/group/siirpostasi/message/1953

groups.yahoo.com/group/siirpostasi/message/22423

"ki ben o ki ben deniz şarkısı" - zafer yalçınpınar, iç. bireylikler, sayı: 12 / ocak-şubat 2007, s. 32

http://groups.google.com/group/pustahali/browse_thread/thread/f5ee2e8dadd63133/5f58597d15952a83#5f58597d15952a83

----

alâkasız bakınız:

bkz. taş yok mu taş
bkz. yerim taşını

kedicik...

bayram balcı'nın şiirini, kitabına *; enis akın'ın şiir kitabını **, grubuna isim eden sıkı katıksız acıların çocuğu; şâir gibi davranacağı günleri beklediğimiz kişilik. nalan barbarosoğlu ile enver ercan'ın gediklisi. uzanamadığı ciğere 'pis' diyen hırlı, ex. bachibouzouck kedicik...

bkz. kolay gelsin

*livar
*puşt ahali

Şiâr -I-

"Nush ile uslanmayanı etmeli tekdîr. Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir". Ziya Paşa